Wednesday, March 19, 2008

the story of share secrets, hide your feelings

aklımda bir an var, kar yağıyor, oysa çok uzun zaman oldu kar görmeyeli, kara dokunmayıp o günkü gibi yağan ilk kar tanelerini elimden düşürmeyeli. gökyüzü pembe, ankara, çok iyi tanışıklığımızın olduğu o dev bina ve kestane şekeri büyüsü ile cadı hikayelerimiz.. üzerimde kırmızı pardesü, saçlarım açık ve kıvrılmış, tek başına yürüdüğüm bir kalabalık var ve bir ses.. arkamda beliren sen silueti ile dolan gözlerim. çünkü o güne kadar kurduğum her bir şeyin en büyük hayal kırıklığı günü o gün. bir düşün, bir düşün deyip, bazı bir çok şeyin samimiyetine tekrardan inanmak için kendimi zorladığım gün.

ve bugün.
belki yaşamımızın o sahil günü sonrası gibi değerlendireceğimiz tüm zamanların toplamı.

evet doğuştan aklıma yazılan değerlerin hepsinin farkına vararak yaşamanın mutluluğunu her zaman hissettim. bir de zamanla oluşup o değerlerin yanına alabileceklerim vardı ve belki de buna en saf biçimde inandım. inandığım, karşılıklsız bir çok şeyin mümkün olabileceğiydi. çünkü bilirsin, ne kadar sabırlıyımdır. o kadar ki bu bazen içten içe sadece beni yer ama kimsenin ruh üşümesine neden olmaz, sadece ben üşürüm, aklım karıncalanır ve sonunda da unutur giderim. hiç bir şeyi hatırlamam taa ki birçok şey bana sürekli hatırlatılana kadar her defasında. işte bu zaman, değerlendirmeye itilirim, istemesem de. çünkü unutup yorumlamaya kalkmadığım her şeyi yüzüme çarptıran bir pencere kenarına itilirim. şimdi hala bocalamaktayım, çünkü sonucu beni oldukça acıtıyor, seni büyütmenin, birlikte büyürken şu an farkettiğim, aslında galiba, bir değer atfetme olduğunu görüyorum. hem mutluyum , hem mutsuz, çünkü ancak böylesine değerler değişebilir işte! benim okuduğum bu.. bildiğim de.

Friday, March 14, 2008

closer


winter, just being over