Sunday, March 19, 2006

the cure doesn't cure

erkekler ağlayabilir mi? "beni seviyor musun?"
cennet gibi
hep böyle olalım... artık mutsuz olalım istemiyorum...
kimse olmasa. gözyaşlarını mı saklıyorsun? beni tüketiyorsun. lütfen...
her gün, güzel bir gün geçirdiğimde, endişesi var ertesi günün kötü geçebilme ihtimali üzerine.
herşeyimsin... gerçekten. başka hiçbir şeyim yok. beni bırakma. "sen" olmasan, çoktan bitmişti.
seni seviyorum. nedenini bilmioyrum. neee? bunları haketmedim. benimle evlenir misin?
bugün çok güzeldin. perfect day. daha ne isteyebilirim ki? beni nasıl da gerçek kılıyor...
bizi kötü günler bekliyor. her gece düşünüyorum, ne olacağız biz.
beni aptal yerine koyma. çünkü saçmalıyorsun. hale ile jale.
gel buraya. kapıyı kapatsana.
zaten yaptığın bir şey yok burda!
hadi git bakayım, yüzünü yıka.
eve gidince çaldır. kimseyi...
ben ne seni, sana sadece yolda "merhaba" diyebilecek kadar az tanıyorum, ne de seninle yeni sevgililerini dinleyecek kadar yakın olabilirim.