Saçlarına kurdele takıp kırmzı rujunla, yeni yılın yuvarlak ve küçük kırmızı meyveli ağaçlarının ardından çocuksu bir ifadeyle bakışında, etrafında dolaşan bir küçük kızdım, anne. Turuncu masamızın üstünde portakal ve elmalar, raflarda kitaplar ve maketler, benimle yaşıt olan bir de televizyon vardı yüksekte. yumuşacık ellerin, adımlarını attığındaki her yerden tanıyabileceğim terlik sesin ve bileklerinde birbirine çarpan üç altın bileziğinle tutmak isterim seni aklımda. böyle özlemek, böyle duymak isterim hala sesini kulaklarımda, hani dedemin sesini kasetlere aldığındaki "gizem" deyişin gibi. şimdi büyüdüm bak, artık bana sıkı sıkı sarılmasan da olur, bütün sevgini içime hapsettim. ben senin kar tanenim, erimeyeceğim, bu kadar büyük belki de seni içimde tutabilmemde bana yardım eden nefesim.